Kutup Yıldızı ve Bir Eleştiri-Yorum
Kutup Yıldızı”ndaki şiirler bireysel duygu ve düşüncelerden yola çıkarak işlenmiş, ağırlıklı olarak iki renk üzerine oturtulmuş sözcük motiflerinden oluşmaktadır. Genel görüntü içinde özelde kalmış; ancak zaman zamanda olsa nesnel arayışlar da yok değil...
Şiir, şairin duruş noktasından fırlayan ve hedefini bulan bir ok gibidir. Bütün sorun yayın gerilme noktasıdır. Eğer bu gerilme noktasını iyi ayarlamazsak, şiirin sapma oranı yükselir: Ya hedefe varmadan nefesi kesilir, ya da büyük bir hızla hedef tahtasına saplanarak şiiri olması gereken yerden farklı boyutlara taşır; dolayısıyla işlevselliğini yerine getirmemiş olur. Daha basit bir söylemle, sözcükleri nasıl ve nerede en doğru ve etkili şekilde kullanmamıza kalıyor.
“Kutup Yıldızı” adlı şiir kitabı, yaşamını Hollanda’da sürdüren bir gurbetçimize ait. Turgay USANMAZ imzasını taşıyor. Kitap iki bölümden oluşmuş. I. Bölüm; “devrim yapar yüreğim” başlığını taşıyor. Kırk dokuz şiir var bu bölümde. Kitabın önsözünde de belirttiği gibi, şair, mektup arkadaşlığının ardından aşık olduğu A.B.D. de yaşayan bir kıza onu görmeden ve gördükten sonra yaşadığı duygu gelgitlerinden etkilendiği o atmosfer içinde yazdığı şiir güldestesini serpiştirmiş bu bölüme. Bu bölümdeki şiirler öznellikten sıyrılmamış bireye dayalı şiirler harmanıdır.
Gelelim ikinci bölüme: Bu bölümdeki şiir sayısı yirmi. Yani birinci bölümdeki şiir sayısının hemen hemen yarısı kadar. Onunla (sevgilisiyle) tanıştıktan sonra duygularını sorgularken, soyut dünyadan kopup, somut dünyaya doğru adım adım ilerlediğini ve ayaklarının yere bastığını görebiliyoruz. Bu da bize gösteriyor ki, ilk bölümdeki öznel çıkış, yerini yavaş yavaş nesnel yapılanmaya bırakıyor izlenimini veriyor. Şiirler olgunlaşmaya başlıyor. Hayal dünyasından kurtulup, gerçek yaşamla yüzleşmeye başlıyor şair. Bu yüzleşme şiirlerindeki olgunlaşmayı da beraberinde getiriyor.
......
Turgay USANMAZ çok duygusal bir insan. İçi buruk. Yüreği özlem ve hasret dolu. Gurbetin sancısını ta içinin derinliklerinde hissediyor. Çok çabuk sevebilen bir yüreği var. İnsan ilişkileri sıcak. Olduğu gibi... Her şeyi ortada. Saklayacak bir şeyi yok. Paylaşımcı bir ruha sahip. Yani hümanist yanı ağır basıyor. Aşkı bireysel yaşıyor. Onu toplumsallaştıramıyor. Genele yayamıyor.
Bu bireysellik şiirlerine de yansıdığından, bir noktada sıkışıp kalıyor. Turgay USANMAZ’ı burada dinlemeye aldıktan sonra kitabın ikinci bölümündeki şiirlere geçelim, diye düşünürken otuz birinci sayfadaki şiir gözüme ilişiyor.
şiirim
şiirlerimin kalitesini tartışmayın
eleştirirseniz kırıcı olmayın ne olur
“şair” olmak için yazmıyorum ben
önceden şiir yazmazdım
onu sevdim
yüreğime ateş düştü
onun için yazdım
ona olan aşkım
harf oldu
sözcük oldu
tümce oldu
şekillendi
şiir oldu bu yaprakta..
Sanırım başka söze gerek kalmadı. Sevgili Turgay USANMAZ bu şiiriyle özeleştirisini zaten kendisi yapmış. Ben de sözlerimi Balzac’ın şiir üzerine söylediği şu sözlerle noktalamak istiyorum. “zeka ülkelerinde uzun, üzücü yolculuklardan sonra doğan şeydir, şiir”
Bir başka güldestesinde buluşmak dileğiyle...
Atila Er
İzmir, 17 Şubat 2001